Başkan Atalay'ın Etiyopya Büyükelçisi Yaprak Alp röportajı
Avrupa Birliği Genel Müdür Yardımcısı Yaprak Alp de Etiyopya'ya büyükelçi olarak atandı. Türkiye Etiyopya Dostluk Platformu Başkanı Oğuz ATALAY yeni büyükelçi ile ilk röportajı gerçekleştirdi.
Oğuz ATALAY: Sayın Büyükelçim öncelikle röportaj talebimizi kırmayıp bizlere zaman ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Oğuz ATALAY: Kendinizden kısaca bahseder misiniz? Yaprak Alp'i tanıyabilir miyiz?
Sayın Yaprak Alp : Elbette, Üniversite eğitimimi Orta Doğu Teknik Üniversitesi'nde tamamladım. Yüksek lisansımı Brüksel Serbest Üniversitesi'nde ve Avrupa Koleji'nde yaptım.1995 yılında Dışişleri Bakanlığı'na girdim. Bundan önce AB nezdindeki Daimi Temsilciliğimizde Kiev Büyükelçiliği'mizde ve Cenevre'de BM nezdindeki Daimi Temsilciliğimizde çalıştım. Şimdi de Etiyopya'ya Addis Ababa Büyükelçisi olarak atanmış bulunmaktayım.
Oğuz ATALAY: Görevinize başlamadan önce Etiyopya hakkında neler düşünüyorsunuz? Kişisel görüşleriniz nelerdir?
Sayın Yaprak Alp: Bugüne kadar 23-24 yıllık meslek hayatımda ağırlıklı olarak Avrupa başkentlerinde çalıştım. Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu, Addis Ababa'ya atandığımı söyleyince çok büyük bir heyecan duydum, Çünkü yepyeni bir dünya, yepyeni bir sınamanın beni beklediğini biliyorum. Ve o günden itibaren okumaya, araştırmaya ve bu konuyu bu güzel ülkeyi tanıyan insanlarla konuşmaya başladım ve her öğrendiğim unsurla duyduğum memnuniyet ve merak daha da arttı.
Etiyopya, Afrika'nın parlayan yıldızı, hızla gelişmekte olan bir ülke ve her gün başka bir yeniliğe imza atıyor. Etiyopya'nın komşu ülkelerle ilişkileri de son derece önemli. Bu ilişkiler bütün bölgeyi ve sonrasında da bütün kıtayı etkileyebilecek bir duruma sahip. Dolayısıyla bunları izlemek de çok önemli olacak.Etiyopya ile dostane ilişkilerimizin olduğunu müşahede ediyorum. Ankara'daki Etiyopya Büyükelçisi Sayın Girma Temesgen Barkessa'yle görüşüyorum. O da aynı fikirde, şimdiden fikir teatisinde bulunmaya başladık. Ve bana en çok heyecan veren şey Etiyopya- Türkiye ilişkileri adına her alanda atılacak çok adım olmasıdır. Yani oldu, bitti, artık istikrarlı, bundan sonra böyledir diye bir şey yok. Daha yapılacak çok iş var. Kültürel anlamda ilgili kurumlarımızla birlikte yeni projelere imza atarız diye ümit ediyorum. Siyasi anlamda daha çok ziyaret, parlamenter düzeyde daha çok karşılıklı görüş alışverişi, bütün bunlar yapılacak işler arasında. TBMM'de Türkiye-Etiyopya Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanı Sayın Mehmet Sait Kirazoğlu'nu da ziyaret ettim.
Eğitim konusunda İstanbul'da bulunan Etiyopyalı öğrencilerle buluşacağım. Onların sorunlarını, görüşlerini öğreneceğim, daha neler yapabiliriz onları dinleyeceğim. Maarif Vakfı ve TİKA ile de iletişim halindeyim. Tabii esas somut düşünceler, somut fikirler oraya gidince, sahada görünce olgunlaşacaktır. Etiyopya'nın Afrika'nın Başkenti olması ve kıtada sömürge olmamış tek ülke olması nedeniyle de bu ülkenin onurlu halkıyla tanışmak da bana büyük bir sevinç verecek.Ayrıca Afrika Birliği var. Afrika Birliği Daimî Temsilci olarak da görev yapacağım. Afrika Birliği'yle ilişkilerin de daha güçlendirilmesi, daha içerikli bir hal kazanması önemli. Sonuçta çok önemli bir uluslararası örgüt Afrika Birliği de ve Türkiye 2008 yılından beri Afrika Birliği'nin stratejik ortağı konumunda. 2018 yılında da bu stratejik ortalık onuncu yılını kutladık. Ve o bağlamda da yine kültürel, siyasi, çok işler yapılacak.
Oğuz ATALAY: Türkiye'de yaşayan Etiyopyalılar ve Etiyopya'da yaşayan Türkler için karşılıklı bir kültürel etkinlik düşünür müsünüz? Örneğin yemek haftası gibi. Devlet politikası olarak değil de kişisel olarak düşündüğünüz projeleriniz var mı?
Sayın Yaprak Alp : Elbette. Yemek konusu da benim aklıma ilk başta gelenlerdendi. Çünkü, Türkiye'de Etiyopya mutfağının yeterince tanınmadığını hissediyorum. Ben okuduğum için biliyorum Etiyopya'nın mutfağı son derece zenginmiş, çok lezzetliymiş herkes çok güzel anlatıyor.Türk yemeklerini zaten anlatmaya gerek yok. Karşılıklı etkileşim ve birtakım etkinlikler yapılması çok çok güzel olur. Etiyopya'nın sanat alanında çok ileri olduğunu, Addis Ababa'da sanat galerinin bulunduğunu, çok önemli sanatçıların olduğunu okuyorum öğreniyorum dolayısıyla o bağlamda da onların Türkiye'de daha iyi tanıtılması, bizim sanatçılarımızın orda tanıtılması, o bağlamlarda da faaliyette bulunmak çok isterim kesinlikle.
Oğuz ATALAY: Dışişleri Bakanlığı son dönemlerde kadın diplomatların sayısında önemli ölçüde artışa gitti. Özellikle Afrika'da Etiyopya'ya atanmış bir kadın büyükelçi olarak neler hissediyorsunuz?
Sayın Yaprak Alp : Dışişleri Bakanlığı'nda görevli herkes için bu büyük bir onur kaynağı, üst düzeyde kadın diplomat sayısı, çok fazla. 2017 yılında 43 büyükelçi varmış, bu sene bu daha da arttı. Bu bizim için gerçekten çok büyük bir gurur kaynağı ve biz kadınlar hiçbir görevden de kaçınmıyoruz. Kadın diplomatların hiçbir zaman orası zordu, orada hijyen iyi değildir gibi bahanelerle görevden kaçınmaları sözkonusu olmamıştır.. Bize de ne görev verilirse onurla yaparız. Diplomat demek ne demektir? Yurtdışında ben sade şu konuya bakıyorum demek gibi lüksümüz hiçbir zaman olamaz. Hiçbir diplomatın olamaz. Çünkü gittiğiniz zaman çifte vergilendirmeden, terörle mücadeleye, vatandaşların sorunlarından, sanatsal aktiviteye kadar her şeyle ilgilenmek zorundasınız. Her konuda bilgi sahibi olmak zorundasınız ve aynı anda aynı gün bütün bu konular masanıza gelebilir. Dolayısıyla kadınların aynı anda birçok konuyla ilgilenebilme kabiliyetlerinin de burada onlara ufak da bir avantaj sağladığını düşünüyorum. Zannederim kadın sayısı gittikçe de artacaktır.
Dışişleri Bakanlığı'nda çünkü arkama baktığımda daha genç arkadaşlarımdan da çok sayıda, çok başarılı kadın diplomat var. Bunun ülkemiz için de ülkemizin imajı açısından da her açıdan çok olumlu bir şey olduğunu düşünüyor ve gurur duyuyorum. Etiyopya'da da şu anda bir değişim rüzgârı var. Biliyorsunuz Etiyopya'da Cumhurbaşkanı kadın, bütün kabine yenilendi, yarısı kadın, birçok kurumun başkanlığına kadınlar getirildi oldu ve tam bu dönemde bir kadın büyükelçi olarak Etiyopya'ya gitmekten de sevinç duyuyorum.
Oğuz ATALAY: Göreviniz başlamadan yoğun bir çalışma içinde olduğunuzu biliyoruz. Bu değerli zaman aralığında bizi kabul ettiğiniz için çok teşekkür ederiz. Görevinizde başarılar dileriz.